
Tatyos Meyhanesi
Hiçbir şey yazasım yoktu, Melihat hanım hoş etmeseydi güzelim sesiyle.
Fakat güzelim öyle esrarengiz salına salına gidişin var ki Hasan Boğuldu’ya giden patikada,
Durgun suda yüzen sandalımdan düştüm masmavi bir suya.
Gülüşündeki eda pek manidar, inanmam da deva bulmam.
Hele o bakışların yok mu?
Gökçe eder dokunduğu her yeri.
Bembeyaz elbisesi, sarı şemsiyesi…
Gamsız eder, elem eder beni, her saniyesi.
Utanır ufak ufak, ince bir keman sesinin tevazu ile şarkıya girişi gibi.
E hadi ne duruyorsun Tatyos Efendi!
Durma doldur!
Doldur kadınımın tenini kadehime.
Durmayın efendiler söyleyin!
Söyleyin yek bir ağızdan.
Susmayın!
Bin asırdır beklemişim,
sonunda noksanlığım bitmiş ama gerekte kalmamış gibi.
Bir andır yaşamışım,
sonunda ömrüm yitmiş daha da yaşamaya lüzum kalmamış gibi.
Nasıl anlatsam bilmem
Susmakta nefer olmaz derdime
Gamzedeyim deva bulmam
Tatyos Efendi meyhanesinde.

