
Kapıları Çalan Benim
Bir güneydoğu havası çalınırken yanık teninden kulaklar sağır gözler kör. Yeşil gözlerimden geçen her görüntü zamana yenik düşmüşken bir kız çocuğu beliriyor karşımda birden, üzerinde kırmızı entarisi başına bağladığı gül oyalı yemenisiyle. Ah Zarife eski arkadaşım. Buğulu gözlerin hala aynı inançla bakıyor mu belirsiz yarınlara? Ben ki nehirler boyunca kadınlar tanıdım senden sonra ama hepsine seni anlattım. O kutsal gül oyalı mendillerine hayallerini nasıl ilmek ilmek işlediğini. Her işlediğinde hepsinden bir kere daha vazgeçtiğini…
Ah Zarife eski arkadaşım. Siyah bir gecede düş olup konsan ya başucuma. Tıpkı o ucu bucağı görünmez günlerde olduğu gibi, sen anlatsan ben dinlesem yine sizin oraları. Uzaklarda bir yerlerde duyar mısın senli çığlıklarımı? Ama bu kez ben biraz yaşlıcayım kırışmış gözyaşlarım. Sen ise o ipek teninle bana bıraktığın emanetinle su damlası. Bir göçmen kuşu getirir mi seni bana?
Ah Zarife eski arkadaşım.

